Matınıza sırt üstü uzanmışsınız. Ayak tabanlarınız yerde. Gövdenizi dizlerinize doğru kaldırmaya çalışıyorsunuz. Karın kaslarınızı güçlendirmek için yaptığınız bu temel hareket esnasında boynunuz çok ağrımaya başlıyor ve sırtınızda bir kamburluk oluştuğunu fark ediyorsunuz… Egzersiz yaparken bu ve benzeri birçok temel harekete bedenimiz ağrıyla veya farklı blokajlarla karşılık verir. Dolayısıyla ya egzersizi bırakmak zorunda kalırız ya da ideal şekilde yapmaktan uzaklaşırız. Bedenimizi zorladığımızdaysa bizi uzun süre egzersiz yapmaktan uzaklaşmaya kadar götüren incinmeler, sakatlıklar ortaya çıkabilir.
Aslında bu kronik problem bizi şu temel soruya götürüyor: Egzersiz esnasında bazı hareketler (yapanların deneyimleri eşit seviyede olsa dahi) neden birine daha zor gelirken bir başkası o hareketi basitçe yapabiliyor? Bu da şu sorunun cevabının peşine düşmeyi gerektiriyor: Herhangi bir pozu en basit ve en konforlu bir şekilde nasıl yapabiliriz?
Somatik Yoga’nın amacı pozları ya da hareketleri öğretmek değil, o pozun içindeki farklı yolları ve hareket imkânlarını açığa çıkarmak.
Somatik Yoga bu sorunun peşine düşen bir yöntem. Örneğin yazının girişindeki gibi karın kaslarını güçlendirmek için yapılan hareket esnasında boyun ağrısının ortaya çıkmasının temel nedeni bedenin hareket sırasında uyumsuz hareket etmesidir. Egzersizi yapan kişinin göğüs kafesi katıysa, kürek kemikleri ve özellikle üst sırt omurlarının hareket kabiliyeti yoksa o zaman hareketi yapabilmek için boyundan güç almak zorunda kalır. Bu da boyna fazladan yük bindirir ve ağrı oluşmasına yol açar. Beden hazır değilse o pozu rahat yapamaz, zorlandığında da blokajlar ortaya çıkar.
Benzeri bir sorunu yogaya ilk başladığım dönemde ben de yaşadım. Arkaya eğilmeleri verimli bir şekilde hiç yapamadım: Ya dizim çok ağrıdı ya da omuzlarımı arkaya doğru gönderemedim. Bunu şimdi biliyorum ki skolyozum olduğu için bu hareketleri yapamıyordum. Çünkü skolyozu olan birinin özellikle üst sırt omurları hareketsiz ve katıdır. Oysa arkaya eğilme pozuna girebilmek için omurlar orantılı bir şekilde açılabilmelidir. Ancak yapamamamın nedeni bilmeden o pozu yapmaya kendimi zorladığımda bedenime gereksiz yükler yaratıyordum. Örneğin el bileklerimde gereksiz bir baskı oluşuyordu. Aynı şekilde kalçamın da böyle bir kabiliyeti olmadığı için dizlerimi büktüğümde ağrılar ortaya çıkıyordu.
Skolyoz, kifoz ya da omurga problemleri… Modern hayatta herkesin mutlaka hareket paternleri var ve bunun getirdiği ağrılar, rahatsızlıklar var. Bilgisayar kullanmaktan, sokakta yürüdüğümüz zeminden, stresli iş ortamından, yaşadığımız travmalardan oluşan bu hareket paternleri, pozları gerçekleştirmeye çalışırken bizleri zorluyor.
Ancak beden bu blokajları ortadan kaldıracak bir zekâya sahip çünkü beden öğrenebilir. Kelime anlamı olarak “bedenle ilgili” olan “somatik” aslında bedenin doğal öğrenme yöntemi. Yavaşça ve hafifçe sinir sistemine gönderdiğiniz küçük hareketlerden oluşuyor. Yoga ile Feldenkrais ve Movement Intelligence Okulu bünyesindeki “Bones for Life” metotlarının altyapısına dayanan “Somatik Yoga” ise basit hareketlerle sinir sistemine nasıl etki edilebileceğini, her insanın kendine özgü olan “hareket kalıplarını” iskeletine en fazla konfor sağlayacak şekilde yeniden nasıl organize edeceğini öğretmeyi hedefliyor. Yavaş ve yumuşak hareketler yaparken beden zihinle bağ kuruyor, böylece zihin meditatif bir hal alabiliyor. Zihin, bedenle bilinçli bağ kurunca da zihnin hareketleri yavaşlıyor ve bırakmayı beden üzerinden öğreniyor. Nefes de hareketler yoluyla bedenin girmediği noktalara giriyor. Böylece, bedenininiz öğrendikçe beden-zihin-ruh dengesi güçleniyor.
Beden öğrenmesi burada kritik bir konu ve şu anlama geliyor: Hiçbir şekilde dışarıdan manipülasyon yapmadan, hareketi kopyalayıp öğretmeden, sadece hareket modelini söyleyerek o kişinin kendi hareket sistemi içinde onu gerçekleştirmesi… Aldığı kadarıyla en verimli şekilde hareket etmesi ana hedef burada. Daha açık bir ifadeyle “somatik öğrenme” bedenin kendi gücünden yararlanarak öğrenme. Sinir sistemine yeni hareket modelleri sunuyor ve beden de kendisi için en iyi olanı alıyor. Dolayısıyla Somatik Yoga’nın amacı pozları ya da hareketleri öğretmek değil, o pozun içindeki farklı yolları ve hareket imkânlarını açığa çıkarmak.
Somatik Yoga’nın temelinde olan Movement Intelligence (Hareket Zekâsı) Okulu’nun kurucusu Ruty Alon’a göre de “gerekli koşullar hazırlandığı ve manipüle edilmediği zaman sinir sitemi iyi olanı kavrayabiliyor ve öğreniyor”. Alon’un kastı; bedenin değişebileceği, yeniden organize edilebileceği ve öğrenebileceği… Aslında Somatik Yoga’da bedenin unuttuğu hareketleri iskelete odaklanarak çalışıyoruz.
Zaten Somatik Yoga’da odak, bedenin çatısı olan iskelet. Kasların uzayabilir, esneyebilir, güçlenebilir ama asıl çatıyı düzeltmezseniz onun çevresine sardığınız kaslar, dokular, bağlar, o egzersizi bıraktığınız anda tekrar eski haline döner, zayıflar, esnekliğini kaybedebilir. Ruty Alon’a göre “bir insanın verimli olarak hareket edebilmesi için kas kuvveti kullanmaması gerekiyor.” Gerçekten de kas, hareket etmek için var. Ama yürümek, koşmak, herhangi bir fiziksel hareket esnasında bedende hizalanma, aktarım, uyum yoksa tabii ki hayatta kalmak için kas bu görevi yerine getiriyor. Ama bu iş aslında iskeletin… Örneğin boyun hizalanmamışsa, bedenin önünde veya gerisindeyse o zaman haliyle onu ayakta tutacak olan kaslardır. Ama bu kaslar daha fazla kuvvet harcayarak, gereksiz kasları kullanarak bunu yapıyor. Bu da ağrılara neden oluyor. Daha da ötesinde bedende uyumsuzluk varsa zihin de uyumsuzdur, çünkü bunların ikisi bir bütündür.
Nihayetinde bedeniniz bir uyum içinde çalışır ve uyum içinde hareket ederse çok rahat ve verimli bir şekilde günlük rutinini gerçekleştirebilir. Aynı zamanda Pilates, yoga, koşu, kardiyo gibi bedensel çalışmaları en verimli şekilde yapabilir. Dolayısıyla insanların bedenlerini nasıl kullandıklarını öğrenmeleri gerekiyor.