Bel (lomber bölge), omuriliği koruyan, vücudumuzun üst ve alt bölümleri arasında esnek bir bağlantı oluşturan, vücut ağırlığını taşıyan ve kas iskelet sistemi ağrılarının çok sık görüldüğü anatomik bölgedir. Bel ağrısı; hareketleri kısıtlayan, yürümeyi, ayakta durmayı, oturmayı, hatta uyumayı dahi zorlaştıran, stresi de beraberinde getiren, oldukça sık görülen bir şikâyettir. Toplumun %70-80’inin hayatlarının herhangi bir döneminde bel ağrısı şikâyeti yaşadığı tahmin ediliyor.
Omurga; birbirleriyle eklemleşen 24 omur, sakrum ve koksiksten oluşur. 7’si servikal, 12’si torakal bölgede bulunan omurların 5’i lomber omurgayı oluşturur. Lomber omurgayı diğer omurlardan ayıran en önemli özellikleri, büyüklükleri ve gövdelerinin yan taraflarında eklem yapacak yüzeyleri bulunmayışıdır. Eklem düzlemleri sonucu lomber bölgede fleksiyon (öne bükülme) ve ekstansiyona (geriye bükülme), torakal bölgede rotasyon (dönme) ve lateral fleksiyona (yana bükülme) izin verilir.
Lomber bölgede diskler önde daha kalın olduğu için öne fleksiyon (öne bükülme) derecesi ekstansiyondan (geriye bükülme) çok daha azdır. Lomber bölgedeki fleksiyonda her fonksiyonel ünite tüm lomber omurgayla birlikte yaklaşık 8-10 derece fleksiyon yapar. Harekete katılan 5 ünitenin toplam hareketi 45 dereceyi bulur. Öne fleksiyonun geri kalan kısmı pelvisin eş zamanlı rotasyonuyla olur.
Beldeki 5 omurga ve aralarındaki diskler, birbirine kenetlenmiş olarak bir bütün oluştururlar. Omurganın arka kısmında bulunan eklemler de kapsül denilen eklem zarıyla kuşatılır ve bağlarla güçlendirilir. Beldeki kaslar bir veya daha fazla eklemi geçerek yukarıya gövdeye, aşağıya kalçaya uzanırlar ve kemiklere yapışırlar.
Rotasyon eksikliğine bağlı dönüş hareketleri göğüs kafesi omurlarından gerçekleşir. Bunlarda rotasyon anlamında bir kısıtlılık oluştuğunda bel bölgesine binen makaslama kuvvetleri artar.
Bel ağrısının nedenleri
Bel ağrısının birçok etkeni olabilir. Tedavinin etkin yapılabilmesi için doğru tanı çok önemlidir. Ağır ve yanlış yapılan bedensel işler, duruş bozuklukları, uzun süreli oturma, meslek rahatsızlıkları, genetik yatkınlık, kas gücü azalması, dejeneratif hastalıklar ve psikososyal faktörler bel ağrısına sebep olabilir.
Bel fıtığı ve disk kayması
Bel fıtığı, omurgalar arasındaki amortisör görevi gören disklerin zorlama, düşme, ağır kaldırma ya da zorlanma nedeniyle kayması veya yırtılması sonucu meydana gelir. Bel fıtığı, zayıflamış veya yırtılmış diski zorlayarak omurilikten çıkan sinirler üzerinde bir basınç oluşturur. Bu da şiddetli ağrılara neden olabilir. Her ne kadar sinir basısı bel bölgesinde olsa da ağrılar bu sinirlerin hedef organı olan bel, kalça ya da bacak bölgelerinde de görülebilir. Akut vakalarda yüklü omurga fleksiyonu harekete engel oluşturabilir. Bel fıtığında doğru hizalanma ve merkezleme amacıyla Pilates egzersizleri önerilir.
Omurga kanalında daralma (dar kanal-omurga stenozu)
Omurga, içinden geçen omuriliği sarar ve korur. Omurilik kanalının çeşitli sebeplerle daralması sonucunda, içindeki omurilik ve bacaklara giden sinirlerin sıkışmasıyla omurilik kanal daralması, bel kanal daralması ya da lomber dar kanal olarak bilinen hastalıklar ortaya çıkabilir. Tipik olarak ekstensiyon yoluyla şiddetlenen sırt ağrısı, karıncalanma, motor yetersizliği (geçici) ve bir veya her iki bacakta aralıklı ağrı gibi semptomlar gösterir. Bu sebeple kanal daralmasında ekstansiyondan kaçınmak gerekir.
Omurlarda kayma (spondilolistezis) ve biçim bozuklukları
Lomber dejeneratif spondilolistezis, yapısal bozukluk olmamasına rağmen omurlarda kayma meydana gelmesi olarak tanımlanır. Genellikle L4-5 ya da L5-S1 seviyesinde, nadir olarak komşu segmentlerde oluşur. Lomber dejenere spondilolistezisi olan hastalarda alt lomber bölge ağrıları uzun süreli ayakta durmalarda ve yürümelerde artarken, oturulduğu zaman ağrılarda belirgin azalma olur. Hastaların, öne eğilmeleri ile beraber lomber kanalda görece genişleme meydana geldiğinden, şikâyetlerinde azalma olduğu belirlenmiştir. Tipik olarak bu semptomlar etkilenen segmentlerin ekstensiyonuyla şiddetlenir.
Kireçlenme (osteoartrit)
Kireçlenme (osteoartrit), eklem kıkırdağının yapısının bozulmasına yol açan bir hastalıktır. Kıkırdakta ve kıkırdağının altındaki kemik dokuda değişiklikler sonucu kemikte şekil değişiklikleri ve eklem kenarında çıkıntılar gelişir. Eklem içindeki sıvının azalmasıyla kemikler birbirine sürtünmeye başlar ve harabiyet olur. Omurga kireçlenmesinde boyun, sırt veya bel ağrıları; hareketlerde zorluk ve sertlik, bacağa yayılan ağrılar görülür. Bu hastalar için eklemler civarında kuvvet ve mobiliteyi koruma egzersizleri önerilmiştir ancak aşırı çalışma semptomları şiddetlendirebilir ve akut enflamasyonlu eklemlerin dinlendirilmesi gerekebilir.
Kemik erimesi (osteoporoz)
Kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz, kemik yapısı içinde kalsiyum azalmasına bağlı olarak kemiğin kırılma riskini arttıran, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülen bir hastalıktır. Osteoporozun en yaygın belirtisi, omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılardır. Bu ağrıların nedeni de zayıflayan kemikte görülen mikro kırıklardır. Osteopeni (hafif kemik kütlesi düşüşü ve osteoporoz öncülü) olan hastalarda omurga fleksiyonundan, yana bükülme ve rotasyon hareketlerinden kaçınılmalıdır. Ekstensiyonla rotasyon ve orta derece yana bükülme hareketleri kontrollü bir şekilde yapılabilir.
Romatizmal hastalıklar (ankilozan spondilit)
Ankilozan spondilit, omurganın iltihabi hastalığı sonucu omurga hareketlerinin azalmasını ya da kaybolmasına neden olan bir hastalıktır. Hastalığın en sık tutulum gösterdiği bölge, omurganın son kısmıyla leğen kemiği arasındaki (sakroiliyak eklem) eklemdir. Ancak hastalık temelde omurgayı etkilemekle birlikte omurga dışı eklemleri de (kalça, diz, ayak bileği, omuz gibi) etkileyebilir.
Kas spazmı, tutulma
Genelde kasların yaralanması, aşırı kullanımı, vücuttaki elektrolit dengesizliği ve vücudun su kaybetmesinden kaynaklansa da başka nedenlere bağlı olarak da gelişebilir. Yanlış pozisyonda ağır bir şey kaldırmak, atlamak ve düşmek bel tutulmasına neden olabilir. Vücudun buna cevabı ağrılı kas spazmıdır. Mevsimsel ısı değişimleri, rüzgâr ve hava akımı kas spazmını arttırır. Bu sebeple mevsim geçişlerinde dikkatli olmanız önerilir.
Postür bozukluğu, yanlış duruş, beli kötü kullanmak
Postür bozukluğu başlarda önemsiz gibi görünse de uzun vadede ciddi ağrılara sebebiyet verebilecek, önemli bir rahatsızlıktır. Özellikle masa başı çalışanları, uzun süre aynı pozisyonda kalan kişileri ve ergenlik çağındaki çocukları tehdit eden postür bozukluğu, dikkatli ve doğru egzersizle çözülebilecek bir durumdur. Bel mekaniğine uygun olmayan her yanlış hareket, beraberinde ağrılı bir süreci getirme riski taşır. Kendinizi fazla zorlamadan yapabileceğiniz Pilates egzersizleriyle karın ve sırt kaslarınızı güçlendirerek bu risk faktörlerini en aza indirebilirsiniz.
Fazla kilo
Hareketsiz yaşam ve aşırı kilo, bel ağrılarının nedenleri arasındadır. Aktivite yoksunluğu nedeniyle güçsüzleşen bel kasları ve aşırı kilonun verdiği ağır yük, bel mekaniğini etkileyerek ağrılara neden olur.
Faset eklem ağrısı
Köprüyü yerinde tutan ayaklara benzer şekilde omurgayı bir arada tutan yapılar faset eklemlerdir. Çok fazla oturarak çalışıldığında bu faset eklemlerin taşıma açısı bozulur. Bu yanlış dizilimi en güzel düzeltecek egzersiz metotlarından biri Pilates’tir, çünkü Pilates egzersizleriyle omurgayı saran derin kaslarda kuvvetlenme ve uzama meydana gelir.
Lomber bölge ağrılarında egzersizin önemi
Bel ağrısıyla yol açan hastalığın tanısında en önemli nokta doğru bir değerlendirmedir. Doğru değerlendirmenin ardından gelen fizik tedavi sürecine eklenen egzersizler, özellikle de omurga sağlığına yönelik Pilates egzersizleri yararlı olacaktır.
Beden duruş bozuklukları, vücudun yanlış kullanımı ve kas gücünün azalması gibi faktörler kişinin kendi elinde olup, düzeltilmeleri diğer faktörlere göre daha kolaydır. Lomber bölge ağrılarında en iyi tedavi yöntemlerinden biri, kişinin kendini zorlamadan ve doğru nefes teknikleriyle yapacağı, karın ve sırt kaslarını kuvvetlendireceği, omurgaya stabilizasyon, mobilizasyon ve rotasyon sağlayacak Pilates egzersizlerdir.
Pilates yöntemi; solunum, germe, stabilizasyon, mobilizasyon ve güçlendirme ile vücut dengesinin yeniden sağlanmasına yönelik tasarlanmış bir egzersiz programıdır. Rehabilitasyon, kuvvetlendirme ve esneklik programının bir parçası olarak kullanılabilir. Pilates’te amaç; doğru nefes teknikleriyle kombine şekilde yapılan egzersizler sayesinde solunumu geliştirmek, tüm hareket planlarında statik veya dinamik stabilizasyona yönelik olarak izometrik, konsantrik, eksantrik kas sinerjilerini ve ko-kontraksiyonu geliştirmek, lumbopelvik stabiliteyi sağlarken abdominal kas kuvvetini koordine ederek kas dengesini restore etmektir.
Bel ağrısı nedeniyle kişi uzun süre hareketsiz kalmışsa hem fleksör (öne bükülme) hem de ekstansör (geriye bükülme) kas gücünde azalma olur. Normalde sırt ekstansörleri fleksörlere göre daha güçlüdür, ancak bel ağrılı hastalarda ekstansörler daha fazla zayıflar. Pilates egzersizleriyle fonksiyonel durumu düzeltmek, gövde kaslarını güçlendirmek ve lomber bölge ağrılarını azaltmak hedeflenir.