Doğduğumuz andan itibaren herkesle bir ilişkimiz oluşur. Anne, baba, aile fertleri, arkadaşlar, hayvanlar, doğa, tanrı, para… En mahrem ilişkimiz bedenimizle olandır. O, sadece sizi dinler. Temel ilişkimiz aslında sadece onunladır ve bedenimizle ilgili gerçek, evrenle ilişkimizi gösterir. Evren sizin bedeninden akar ve bizler evrenin kişileşmiş halleriyizdir. İyileşme sürecimiz ise evrimsel gerçekliğimizin durumunu yansıtır.
Bedenimize davranış şeklimiz, hayat hakkındaki ana inançlarınızdan gelir. Sizinle her tecrübeyi yaşayan, hayat boyu yanınızda olan bedeninizdir. Sizin en iyi dostunuz da odur, düşmanınız da. Çocukken bize nasıl davranıldıysa biz de bedenimize aynı şekilde davranırız. Eğer görülmediysek, biz de bedenimizi görmeyiz. Yargılandıysak biz de bedenimizi yargılarız. Eğer iletişim kurmamız engellendiyse biz de iletişim kurmayız bedenimizle. Eğer cezalandırıldıysak, biz de bedenimizi cezalandırırız.
Ancak bu algıyı idrak ettikten sonra bir miyoterapi uygulayıcısı, hastalığa tekamülün içinden bakar ve hastalığı, kişisel yolculuğun tekamülündeki metaforik bir durum olarak görür. Bu anlayışa ulaşmadan yapılan seansların amaçlarına ulaşması zordur.
Hastalık, hastanın dinlenmek için alana ihtiyacı olduğunu gösterir. Hastalık âdeta bir sığınaktır ve kişi, tekâmülün (değişim-gelişim) isteklerinden kaçmak, sığınmak, korunmak isteyebilir.
Hastalıklar, yaşadıklarımız, gerçek benliğimizle uyum içinde olmadığı zaman ortaya çıkar. Beden, ruhu dinler, kişiliği değil. Kazalar, hastalıklar ego için çok fazla tehdit oluşturan sorunlara bilinçsiz yapılan tepkilerdir.
Tekâmülde, miyoterapi uygulayıcısının görevi; egoyu tehdit eden sorunları bilinç seviyesine çıkararak kişiyi şifa sürecinde sorumluluk alabilmesi için daha yüksek bir seviyeye geçirmektir.
Bir miyoterapi dersi veya seansında kaslar ve fasya ağırlıkta olmak üzere yumuşak doku, fasyal meridyen hatları, refleks noktaları üzerinde çalışılır ve her bedendeki kişisel haritanın okuma dili çıkarılır. Daha sonra bu harita üzerindeki kapalı yollar ve noktalar açılarak beden stresten uzaklaştırılır, bedenin rahatlaması sağlanıp canlılığına ve en yüksek potansiyeline kavuşmasına yardım edilir. Her zaman somut olandan başlanarak diğer alanlara ilerlenir.
Duygularımızı gösterme ve yaşama kabiliyetimiz engellendiğinde bedenimizde gerginlik yaşamaya çocuk yaşlarda başlarız, kaslarımız sertleşmeye başlar. Kaslar sadece stres altında sertleşir ki fiziksel stres de duygusal stres de kasta aynı etkiyi yapar. Tek fark, fiziksel stresin kısa süreli olması, duygusal stresin uzun sürmesidir. Kendini gösteremeyen her duygu kas için strestir.
Miyoterapinin faydaları
- Kronik stres ve buna bağlı kronik kas gerginliğinin neden olduğu ağrıları ortadan kaldırır.
- Zihin-beden birlikteliği üzerinden kişiye özel beden haritasını çıkartır.
- Kas gücünü arttırır.
- Bedende birikmiş olan duygusal hafızayı rahatlatır. Yaşamdan daha fazla zevk alma potansiyelimize ulaşmamıza yardımcı olur.
- Vücudun kendi kendine iyileşme programını aktif hale getirir.
- Holistik detoks etkisiyle beden ve zihinden toksinleri arındırır.
- Vücuttaki tüm sistemleri düzenler ve güçlendirir.
Miyoterapi hangi sorunlarda etkilidir?
- Bel ve boyun ağrısı
- Fıtık
- Siyatik
- Skolyoz
- Migren
- Huzursuz bacak sendromu
- Karpal tünel
- Donuk omuz
- Fibromiyalji
- Postürel bozukluklar
- Lenfatik sistemdeki tıkanıklıklara bağlı ödem, ağrı, cilt ve kilo sorunları
- Kireçlenme
- Diş sıkma
- Sinir sıkışması
- Tutulmalar