Şekerin ve şekerli besinlerin enerji içerikleri çok yüksektir. Fazla tüketilmeleri vücut ağırlığının artmasına (şişmanlığa) ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin tüketiminin azalmasına neden olabilir.
Peki ama şeker gerçekten o kadar zararlı mı, yoksa önemli olan günlük tükettiğiniz miktar mı? Cevap tabii ki günlük aldığınız şeker miktarıdır. Vücudumuzun günlük belli bir miktarda şekere ihtiyaç duyar. Bunu ister baldan ister muzdan ister küp şekerden alabilirsiniz.
Sadece şeker çerçevesinde bakarsanız “Muz meyve, saf şeker değil. Ben onu tercih edeyim.” demek çok anlamlı olmaz çünkü ikisinin de vücuttaki işlevleri aslında benzerdir. Ancak “Muzu yerken aynı zamanda potasyum almış oluyorum. Kendime şekerli süt yerine muz+süt şeklinde ara öğün yaptığımda tokluk sürem uzuyor ve kendimi daha iyi hissediyorum.” diye düşünüyorsanız o zaman alkışı hak ediyorsunuz.
Besinlere işleme veya hazırlama sürecinde şeker veya şurup eklenebiliyor. Bu ekleme, besinlerde doğal olarak bulunan şeker değildir.
Bununla birlikte üzerinde durmamız gereken bir nokta daha var: Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye Beslenme Rehberi’nin önerisi, günlük aldığınız şeker miktarının günlük enerji ihtiyacınızın %10’nunu geçmemesi gerektiği yönünde.
Örneğin, günlük enerji ihtiyacı 2.000 kilokalori (kcal) olan bir birey düşünelim. 2.000 kcal’nin %10’u 200 kcal’dir. 1 g şeker 4 kcal, 50 g şeker 200 kcal’ye denk gelir. Öyleyse, örneğin o gün şeker kullanımınızı içinde 10 g şeker bulunan bir fincan kahveden yana kullanabilirsiniz.
Hangisi şeker?
Ambalajlı ürünlerin etiketlerinde “şeker” yerine aşağıdaki ifadelerin bulunması da o ürünün şeker içerdiğini gösterir:
- Kahverengi şeker
- Rafine şeker
- Elma suyu
- Meyve suyu konsantresi
- •İnvert şeker çözeltisi
- İnvert şeker şurubu
- Glukoz şurubu
- Dekstroz
- Laktoz
- Maltoz
- Fruktoz şurubu
- Mısır şurubu
- Maltoz şurubu
- Agave