Paketli gıdalarda bulunan katkı maddeleri, bazı tüketicilerin korkulu rüyası olmakla birlikte bazılarının da okumadan geçtiği ufacık detaylar. Ufacık diyoruz ama etkileri oldukça büyük olabilir. Paketli gıdalarda bulunan etiketlerde önemli bilgiler yer almasına rağmen birçok tüketici bunların ne anlama geldiğini bilmiyor. Bütün bilinçli tüketicilerin dikkat etmesi gereken bu etiketler, aldığımız ürünün yağ, tuz, şeker, protein ve karbonhidrat miktarları gibi sağlımıza etkisi olabilecek içerikleri konusunda önemli bilgiler veriyor. Yapılan bir araştırmada, etiket okuma alışkanlığının Türkiye’de %50 civarında olduğu ve detaylardan çok son kullanma tarihine bakıldığı gözlemlendi. Bu durum da gıdalar içine farklı kodlarla gizlenen tatlandırıcılar, gıda boyaları, MSG (monosodyum glutamat) gibi birçok katkı maddesinin farkında olmadan tüketimine neden oluyor.
Artan nüfus ve gelişen teknoloji sayesinde hem daha çok üretiyor hem de daha çok tüketiyoruz. Üretilen bu ürünlerin bozulmaması, raf ömrünün uzun olması, tatlarının lezzetli olması, rekabet ortamında ilgi çekici olmaları ihtiyacı gibi nedenler katkı maddelerini de hayatımıza sokmuş durumda. Her ne kadar uzak durulmak istense de hayat koşulları bazı katkı maddelerinin kullanımını zorunlu kılıyor.
Katkı maddeleri nelerdir?
8.000’in üzerinde gıda katkı maddesi bulunuyor, ancak bunlardan sadece 300-400 tanesi “E” koduna sahip. E kodu, güvenilir gıda maddelerini belirtiyor ve Avrupa Birliği’ni temsil eden Europe’un baş harfinden geliyor. Bu koda sahip tüm gıda katkı maddeleri, toksikolojik açıdan kullanımı güvenli olarak belirtilen maddeler. Ancak yine de bu maddelerden bazılarının fazla tüketimi yan etkilere sebep olabiliyor. Mesela E102 kodlu tartrazin çocuklarda baş ağrısı ve solunum problemleri, yetişkinlerde alerjilere neden olabiliyor.
Bunlar dışında birçok gıda boyası da paketli gıdalarda kullanılıyor. Bunlardan bazıları Quinoline (E104), Sunset Yellow (E110), Karmin (E120), Karmoisine (E122), Allura Red (E129) şeklinde sıralanabilir. Bütilat hidroksi anizol (BHA) ve Bütilat hidroksi toluen (BHT) maddeleri ise bazı katı ve sıvı yağlarda kullanılıyor ve onların bozulmalarını önlüyor. Yapılan bir araştırmada bu maddelerin sinir hücrelerine zarar verebileceği, bir başka araştırmada ise davranış bozukluklarına sebep olabileceği gösterildi.
Monosodyum glutamat (MSG) nedir?
En çok konuşulan katkı maddelerinden biri olan monosodyum glutamat, “Çin tuzu” adıyla da anılan bir katkı maddesi. Paketlerde E621 veya MSG olarak kodlanıyor. Özellikle hazır çorbalarda, tavuk/et suyu tabletlerinde, hazır soslarda, fast food ürünlerinde, cipslerde, abur cubur ürünlerinde kullanılıyor.
“Bazı gıda boyaları çocukların sinir sistemlerini uyarıyor ve hiperaktivite ile ilişkileri var.”
MSG bir lezzet arttırıcı. Bir besini ağzımıza attığımız andan itibaren tat alma duyusu harekete geçerek, beyne sinyal gönderilir. Bu sinyalle birlikte tadı oluşturan madde ağzımızda kaldığı sürece sinyallerin seviyesine karşı duyarlılık hızla düşmeye başlar. Ancak MSG içeren bir besini tükettiğimizde tat alma duyumuz daha fazla hassaslaşıyor ve güzel tat hem daha fazla hissediliyor hem de daha uzun süre ağzımızda kalıyor. Yani ilk lokmanın da son lokmanın da tadının güzel olmasını sağlıyor diyebiliriz.
Ama asıl sorun şu: MSG, tüketilen besini daha lezzetli bulmanızı sağlıyor ve bu sayede onu tüketme isteğinizi arttırıyor. Sürekli tüketme isteği, o besine karşı bağımlılık oluşmasına neden olabiliyor. Besini sürekli tükettikçe daha çok MSG almış oluyorsunuz ve bu bir döngü haline gelebiliyor. Ayrıca MSG’nin fazla alımı vücutta toksik etki de yaratabiliyor. Yapılan araştırmalarda fazla MSG tüketiminin obeziteyi arttırdığı, astım ve alerjileri tetiklediği gösterildi.
Japonya’da yapılan bir çalışmada MSG maddesinin gözlere zarar verdiği gözlemlendi. Hirosaki Üniversitesi’nde görev yapan Hiroşi Ohguro ve ekibi tarafından yapılan çalışmalarda farelere çeşitli miktarda monosodyum glutamat verildi. Verilen glutamat maddesinin retinadaki (ağ tabakadaki) hücrelere saldırdığı ve bu nedenle farelerin görme yeteneğinin azaldığı tespit edildi.
Günümüz koşullarında paketli ve hazır gıdaları hayatımızdan tamamen çıkarmak pek mümkün olsa da paketli gıda tüketimini sınırlandırabilir veya evde yapabileceğiniz alternatifleri tercih edebilirsiniz.