Vagus siniri; fonksiyon bozuklukları, obezite, huzursuz bağırsak sendromu, depresyon, panik atak/anksiyete, kalp atış hızı sorunu, solunum yolu, sindirim sistemi, senkop, B12 eksikliği, kronik enflamasyon gibi çok sayıda hastalığa yol açar.
Başımıza bu kadar dert açabilecek kadar önemli olan vagus sinirini dengelemek ise o kadar kolay ki… Şarkı söylemek, kahkaha atmak, olumlu sosyal ilişkilerde bulunmak, masaj, yoga, aralıklı beslenme, soğuk teması, ibadet etmek bunlardan sadece birkaçı.
Vagus siniri için “bilinmeyen gücümüz” demek de mümkün. Peki, nedir bu vagus siniri? Hem hastalıklarımızın nedeni hem de şifacısı olabilen vagusun az ya da çok çalışması hastalıklara neden olabilirken, doğru ve dengeli çalışması ise sihirli bir güçtür. Dengeli çalışan vagal sistemimiz vücudumuzun refahını ve sağlığımızın iyileştirilmesini destekler. Üstelik vagusun doğru ve dengeli çalışmasını sağlamak elimizde.
“Vagus” Latincede “gezgin, meraklı, serseri” anlamlarına gelir. Vücut içinde en uzun ve en dolambaçlı yolu izlediği için sinire bu isim verilmiştir. Kafatasından çıkan 12 çift sinirden 10’uncusu olup, bir çift olarak boynun her iki tarafından vücudumuza girer ve yüz ifadesi, hormonlar, kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, dalak, bağırsaklar, üreme sistemi, kan damarları, bağ ve yağ dokusuna kadar pek çok organ ve sistemlerimiz üzerinde etkilidir.
Vagusun esas komutanı olduğu parasempatik sinir sistemini daha kolay anlayabilmek için kısa bir teknik açıklama yapmak işimizi kolaylaştıracaktır (karışık bulursanız bu bölümü atlayabilirsiniz ancak dayanırsak konuyu çok daha iyi anlayabiliriz).
Sinir sistemi
Sinir sistemi ikiye ayrılır: merkezi ve periferik (çevresel). Periferik sinir sistemi kendi içinde ikiye ayrılır: otonom ve somatik. Otonom sinir sistemi de kendi içinde üçe ayrılır: sempatik, parasempatik ve enterik (İkinci beyin/bağırsak sinir sistemimiz olarak da bilinir.)
Sempatik sinir sistemi hayatta kalmak için acil durumlarla başa çıkmamızı sağlayan “savaş ya da kaç” sistemimizdir. Parasempatik sinir sistemi ise “dinlen ve düzenlen” ya da “dinlen ve sindir” (rest and digest) sistemimizdir. Parasempatik sistemdeki tek sinir vagus değildir ama etki alanı en geniş olduğu için belki de en önemlisidir. İşte bu nedenle vagus için “parasempatik sinir sisteminin komutanı” diyebiliriz.
Vücudumuzda pek çok fonksiyonun yolunda işleyebilmesi vagusun dengeli çalışmasına bağlıdır. Vagus’un hem aşırı hem de yetersiz aktivitesi hastalıklara yol açabilir. Örneğin, vagusun aşırı çalışması (aşırı aktif vagus) mide boşalmasını geciktirerek, vagus sinirinin hasarı (pasif vagus) peristaltizm adı verilen bağırsak hareketlerini sekteye uğratarak sindirim sorunlarına yol açabilirken, dengeli çalışan vagus fonksiyonlarının varlığı ise sindirim sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmasını sağlar.
Vagus disfonksiyonunda karşımıza çıkabilecek sorunlar
Vagus sinirinin fonksiyon bozukluklarında (disfonksiyon) aşağıdaki sorunlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
1. Obezite
Pandemi sürecinde tüm dünyada artan bir risk olan obezite, vücudumuzun dengesini bozduğu için belki de en tehlikeli hastalıktır. “Vagusun dengeli çalışması obeziteyi kontrol altına almak için altın standarttır.” demek inanın abartı olmaz. Pek çok bilimsel çalışma, azalan vagus sinir aktivitesinin obeziteyle olan ilişkisini ortaya koymuştur. Vagus sinirinin şeker metabolizmamız üzerindeki etkileri önemlidir. Vagus, insülin salınımı ve şeker dengemizi kontrolde görev alır.
Nasıl mı? Vagus siniri doygunluk hissimizde rol oynar. Vagal yolaklar (geçitler) ile tokluk sinyalleri bağırsaktan beyne iletilir. Dolayısıyla vagus siniri, iştahımızı kontrol altında tutmak için en büyük destekçimizdir.
2. Huzursuz bağırsak sendromu (IBS)
IBS genel sağlık, mutluluk, huzur, iyi hissetme halimizin bozulmasına davetiye çıkarır. Pek çok kişinin ortak sorunu irritabl bağırsak sendromu, namı diğer huzursuz bağırsak sendromu nedir?
Otonom sinir sisteminin fonksiyon bozuklukları yine başta vagus üzerinden olmak üzere irritabl bağırsak sendromunun gelişiminde rol oynar. Peki, IBS neden bu kadar önemli? Çünkü bağırsaklar ikinci beynimiz olduğuna göre bağırsak sistemimiz bozulunca tüm diğer vücut fonksiyonlarımızda bozulma da kaçınılmaz hale gelir.
3. Depresyon
Vagus sinir fonksiyon bozukluğu (disfonksiyonu) durumunda parasempatik sinir sistemimizin (Bu sistemin komutanının vagus olduğunu hatırlayalım.) “dinlen ve düzenlen” ya da “dinlen ve sindir” etkilerinden mahrum kalırız. Bu da ruh halimizi, duygu durumumuzu bozar ve depresyona sebep olabilir.
Günümüzde “vagus sinir uyarımı”, tedaviye dirençli depresyon hastaları için FDA onaylı bir tedavi olarak kabul görmüş olsa da vagus sinir uyarımı genellikle invazif (cerrahi gerektiren yöntem) olduğu için tedavide genellikle daha az invazif yöntemler tercih edilir. Ancak vagus sinir uyarımı yöntemi ciddi ve dirençli depresyon hastalarının tedavisi için saklı tutulur.
4. Panik atak/anksiyete bozukluğu
Panik atak ve anksiyete bir “savaş ya da kaç” tepkisidir ve vagus siniriyle arasındaki bağlantı oldukça iyi bilinir. Vagus siniri dengeli çalıştığı zaman “savaş ya da kaç” durumunu dengelemeye yarar. Normal çalışan bir parasempatik sinir sistemi, vücudumuzun “savaş ya da kaç” cevaplarını kontrol altında tutmak için gereklidir. Vagus fonksiyon bozukluğunda (disfonksiyon) vücut bu süreci kontrol edemediği için aşırı uyarılma, anksiyete, uykusuzluk, artmış kalp hızı ve huzursuzluk hissiyle “dinlenememe”ye neden olur.
5. Bradikardi (yavaş kalp atış hızı)
Teknik olarak bradikardi, dakikada 60 atım değerinin altındaki kalp hızı olarak tanımlanır. Azalan kalp hızı, senkop (geçici bilinç kaybı) veya bayılmaya yol açabilir. Bradikardi yetersiz kalp debisine, buna bağlı zayıf beyin kanlanmasına ve senkop dönemine (bayılma) neden olabilir. Anormal derecede yavaş kalp hızı kalp debisini düşürür. Parasempatik sinir sisteminin aşırı etkinleşmesi, yani artan vagal aktivite belirtisi olarak karşımıza çıkabilir ve halsizlik, yorgunluk, baygınlık hissi yapabilir.
Normal normal kalp atım hızı kişiden kişiye farklılık gösterse de belirli bir aralık içinde olması gerekir. Yetişkin ve sağlıklı insanlarda kalp atış hızı dakikada 60-100 aralığındadır. Bu değerlerin artması “taşikardi”, azalması ise “bradikardi” olarak bilinir.
Bu nokta yine sporun faydaları karşımıza çıkıyor. Uzun süre antrene olmuş profesyonel sporcuların (maraton koşucuları, futbol, basketbol ve her türlü performans sporcuları) kardiyovasküler sistemlerinde spora bağlı olarak adaptif bir düşük kalp hızı vardır ve bu normaldir.
6. Solunum yolu sorunları
Vagal disfonksiyon sonucunda akciğer enfeksiyonlarında artış olabilir. Yutma zorluğu, rahatsız yutma, zayıf ses, zayıf öksürük (Öksürüğün kuvvetli olması, yabancı maddelerden hızla kurtulmayı sağlayarak hayat kurtarabilir.), yutarken akciğerlere kaçırma, yani aspirasyon gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durum solunum yolu enfeksiyonlarında artışa neden olabileceği gibi COVID-19 açısından da önemli bir ilave risk artışına neden olur.
7. Sindirim sistemi sorunları
Vagal sinirin yetersiz çalışması nedeniyle mide boşalmasında gecikme, peristaltizm denilen bağırsak hareketlerinde aksama (Peristaltizm, besinleri ileriye doğru iten dalgalı bağırsak hareketleridir.) ve buna bağlı sindirim sorunları yaşayabilsiniz. Bu sindirim sorunlarını mide bulantısı, mide ekşimesi, mide ağrıları, kilo kaybı, karın ağrıları, kabızlık vs. şeklinde sıralamak mümkün.
Tüm bu şikayetlerin sonucunda vücudunuzda meydana gelen bazı sonuçların mutsuzluk, uykusuzluk, yetersiz beslenme, yaygın ağrılar ve depresyon olabileceğini, oldukça geniş bir yelpazeye sahip sorunlarla karşı karşıya kalabileceğinizi artık anlamışsınızdır.
8. Senkop
Senkop; ani, kısa süreli, geçici bilinç kaybıdır. Ardından çabuk ve tam bir iyileşme gözlenir. Senkop, serebral hipoperfüzyondur (beyin yetersiz kan akışı). Bu sistemin de doğru çalışabilmesi için dengeli çalışan bir vagusa ihtiyacımız vardır.
9. B12 eksikliği
Vagus sinirinin fonksiyon bozukluğu B12 eksikliğine neden olabilir çünkü vagus sinirinin görevlerinden biri de B12 vitamininin emilimi için gerekli olan intrensek faktör adlı taşıyıcıyı sağlamaktır. B12 eksikliği tedavi edilmezse sinir hasarlarına, kas koordinasyon bozukluklarından demansa ve ölüme kadar pek çok duruma neden olarak yaşam kalitesini bozabilir.
10. Kronik enflamasyon
Vagus güçlü bir antienflamatuar, yani yangı önleyicidir. Devamlı enflamasyon, geniş bir hastalık yelpazesinin nedenidir.
Vagus fonksiyon bozukluklarında karşımıza çıkabilecek hastalıklardan bazıları şunlardır: mutsuzluk, anksiyete bozuklukları, gerginlik, sinirlilik, uyku bozuklukları, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk, Alzheimer, migren, fibromiyalji, obezite (şişmanlık), anoreksiya ve bulimiya (yeme bozuklukları), kulak çınlaması (tinnitus), alkol bağımlılığı, otizm, çeşitli zihinsel hastalıklar, multipl skleroz, kronik kalp yetmezliği, hafıza bozuklukları, duygu durum bozuklukları, kanser, kan dolaşım bozukluğu, sızdıran bağırsaklar, kalp damar hastalıkları, akciğer hastalıkları, öğrenme bozuklukları, epilepsi, gastrit, mide bağırsak ülseri, karaciğer safra yolları hastalıkları. Gördüğünüz üzere, saymakla bitiremediğimiz pek çok hastalık vagus fonksiyon bozukluğuyla ilişkilidir.
Vagus sinirini nasıl dengeleyebiliriz?
- Aralıklı beslenme / tıbbi oruç / aralıklı oruç (intermittent fasting)
- Soğuk teması: elleri, ayakları ve yüzü soğuk suyla yıkamak
- Namaz kılmak ya da inancına göre ibadet görevlerini yerine getirmek
- Yoga yapmak (Kedi, deve, aşağı bakan köpek pozları gibi özellikle de restoratif yoga duruşları)
- Meditasyon ve mindfullness (Beynin endişe merkezi üzerinde tedavi edici etkiler sağlayarak ve vagal sistemi dengeleyerek olumlu etki gösterir.)
- Şarkı söylemek
- Islık çalmak
- Kahkaha atmak
- Olumlu sosyal ilişkilerde bulunmak, sohbet etmek. Unutmayın, insan insanın hem zehri hem panzehridir.
- Nefesin sakinleşmesi (derin, yavaş yavaş nefes almak ve yavaş yavaş nefesi boşaltmak)
- Masaj
- Akupunktur
- Sevgi, şefkat, empati duyguları (Karşılıksız maddi veya manevi yardımlaşma duygu durumu vagal fonksiyonlar üzerinde düzenleyici etkilere sahiptir.)
- Gargara yapmak
- Antienflamatuar besinler (yeşil sebzeler, somon balığı, zencefil kökü, bazı probiyotikler, DHA içeren omega-3 yağ asitleri, hindistancevizi yağı, çinko vb.)
Unutmayalım ki vücudumuz bir bütündür. Bu nedenle, yaşanan olumlu ve olumsuz tüm durumların sonuçları da vücudumuzun her yerinde ortaya çıkar.